1 Mart 2016 Salı

Kore Sinemasına Ufak Bir Bakış

Kore ülkemizle çok benzerlik gösteren (Çalışkanlık dışında) sıcak kanlı duygusal insanların bir arada yaşadığı, yakın tarihimizde Türkiye-GüneyKore dostluğu ile yakın ilişkilerde bulunduğumuz bir ülke. 





Onların bu sıcaklığı filmlerinede yansımış olacak ki Kore sineması gerçekten izlenesi filmlerle dolu. Kore insani uzak doğunun durgunluğu ile filmleri ele aldığı içindir ki, senaryolar hep uç noktalarda yazılarak sizin karşınıza çıkar. Duygusallık, romantiklik, aşk, nefret, onur, gurur, korku, sevgi, intikam, ihtiras ve bunun gibi insanlara ait tüm duyguları en aşırı noktalarda yaşatır bizlere. Bazı filmler bize baş yapıt gibi gelirken bazı filmler ise "olmamış çok sıkıcı" tepkisi vermemize neden olur. Çünkü ele alınan senaryonun sizin gözünüze çok abartı ya da saçma gelmesi muhtemeldir. Bunu bir nebze aşmak yönetmenin yeteneğine kalıyor. Kimi yönetmenler beceriksizliklerini filmin arka fonuna koydukları güzel müziklerle, kimileri ise avrupa sinemasından çaldıkları her sahnenin arkasında derin manalar gizli olduğu kandırmacaları ile kimisi romantik don juan saçmalıkları karizmatik aforizmalarla kapatmaya çalışır.




Tüm bu kötü algılara rağmen severim kore sinemasını. Çok iyi filmler çıkardıklarını düşünüyorum. 


Özellikle 2000 li yıllarda kendi sistemlerini yerden yere vurmuş, adalet ve hukuk sistemlerini eleştirmiş politik göndermeler yapmış filmleride mevcuttur. Kara mizah ve dramı birleştirerek oldukça yaratıcı filmler ortaya çıkarmışlardır.





Kore sinemasının gücünü Hollywood sinemasının taklit filmlerinden anlayabiliriz. Bir çok senaryo değiştirilip Amerikan versiyonları çekilmiş hatta ülkemizde de Özcan Deniz gibi piyasa insanlarının oynadığı filmlerin senaryoları direk Kore Sinemasından araklanıp kullanılmıştır.


Bloğumda bu filmlere senaryolarına bir eleştiri niteliğinde yazılar bulacaksınız.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder